Arap Dünyasının Divaları- II Ümmü Gülsüm
(np- Duruyor Dünya~ Hey! Douglas)
Arap Divaları serisinin ikinci yazısı ile herkese
merhaba. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
2.
İkinci sırada Feyruz ile sürekli karşılaştırmaları olan Ümmü
Gülsüm var.
Mısır’ın bülbülü, 4. Piramiti…Feyruz nasıl Lübnan’ın
Sezen Aksu’su ise Ümmü Gülsüm de Mısır’ın Bülent Ersoy’u bana göre. O da aynı
şekilde tüm Arap halklarının büyük beğeni ile dinlediği bir isim.
Biyografisi gerçekten ilgiye şayan. Babası imam olan
Ümmü Gülsüm ilk olarak erkek kılığında ilahi söyleyerek sesini duyurmaya
başlıyor -dinlediğinizde göreceksiniz erkek sesini aratmayacak bir ses tonuna sahip
dolayısıyla pek şaşılacak bir şey değil bu-. Zamanla Mısır kralı Kral Faruk’un
doğum gününde şarkı söyleyecek kadar ünleniyor. Sırf o şarkı söyleyebilsin diye
sadece Ümmü Gülsüm için fetva bile alınıyor.
Uzun süre radyolarda şarkı söylüyor. Bu sayede halkın
her kesimine ulaşabiliyor. Siyasiler yapacakları konuşmaları Ümmü Gülsüm’ün
programından hemen önceye getirmeye çalışıyorlar, program başladığında ise
sokaklar boşalıyor.
Babamın
anlattığına göre dedem de Ümmü Gülsüm’ü radyodan dinliyormuş. Kendi annesinin
adı da Ümmü Gülsüm olduğundan ilgisini çekmiş. Türk radyo kanallarında da
çalıyormuş evet, bu bilgiyi doğruladım.
1967’deki Altı Gün Savaşları’nda Mısır’ın büyük
yenilgisi hakkında bir siyasetçi “Ümmü Gülsüm’ün sesi erkeklerimizin aklını
başından aldı, bu yüzden kaybettik.” sözlerinin üzerine Arap dünyası turnesine
çıkıyor. Bu turneden elde ettiği gelirini ve mücevherlerini Mısır devletine
bağışlıyor.
Ümmü Gülsüm’ün bir şarkısı bile bazen saatler
alabiliyor. Bu yüzden bir konserde maksimum 3-4 şarkı söyleyebiliyor. Her şarkısını
da her seferinde farklı şekillerde okuduğundan insanlar büyük bir merakla
bekliyorlar.
Ümmü Gülsüm’ün Mısır’da yasaklı olduğu bir dönem de
var. Kendisinin ünlenerek sadece Mısır sosyetesinin değil, Kral Faruk’un bile
en sevdiği şarkıcılardan biri olduğunu söylemiştim. Altı Gün Savaşları’ndan
sonra halkın hükümete olan güveni azalınca Albay Cemal Abdünnasır tarafından
Kral Faruk devrildi. Bunun üzerine Kral Faruk Avrupa’ya gitti. Yeni hükümet ise
eski hükümetin yaptığı, sevdiği, önem verdiği her şeyi hafızalardan silmeye
çalıştı. Bunlardan biri de Ümmü Gülsüm oldu. Fakat anlatılana göre Ümmü Gülsüm
bir gazeteci yardımıyla durumu Abdünnasır’a ulaştırdı. Abdünnasır radyodan
sorumlu kişiye Ümmü Gülsüm’ün radyolardan yasaklanıp yasaklanmadığını sordu.
Sorumlu kişi Ümmü Gülsüm’ün eski rejimin sembollerinden olduğunu söyleyince
Abdünnasır “Nil’i kuruttunuz mu, piramitleri yıktınız mı? Onlar da eski rejimin
sembolleriydi.” diyerek cevap verdi. Serinin önceki yazısında da değindiğim
romantizmin gerçekçiliği sarsması meselesi bu olay için de oldukça geçerli.
Ümmü Gülsüm’ün cenazesi de oldukça kalabalık geçmiş. 4
milyona yakın kişi cenazeye katılarak yıllarca severek dinledikleri, bu
ülkesini çok seven kadına veda etmişler.
Günümüze yakın
zamanlara geldiğimizde ise 2003 yılında çıkan Counter Strike 1.6’da kullanılan
Arap ezgileri kendisinin şarkıları. Oyun yapımcıları ikonik Arap müziği ararken
Ümmü Gülsüm sayesinde pek zorlanmamış olacaklar.
37. İstanbul Film Festivali’nde Ümmü Gülsüm bizim için
yeniden gündeme geldi. Festivalde gösterimi olan 2017 yapımı “Looking For Umm Kulthum”
filmi hem Ümmü Gülsüm’ün hayatından biyografik kesitler sunuyor hem de Ortadoğu’da
şarkı söylemek, sanat yapmak isteyen bir kadının karşı karşıya kaldığı muameleyi,
aşması gereken engelleri bizlere gösteriyor.
Sesi hususunda hiç şüphesiz eşsiz olduğunu kabul
ettiğimiz Ümmü Gülsüm’ü verdiği bu mücadele sayesinde yetenekli olduğu kadar da
cesur hatırlayacağız.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Düşük Bütçeli Ümmü Gülsüm Albümü
Feyruz ve Ümmü Gülsüm aynı karede. Son iki yazımın
özeti de diyebiliriz.
Biraz daha samimi pozlar. Muhtemelen iyi
anlaşıyorlardı.
Konser sırasında ayağını öpmeye çalışan bir hayranı ve
Ümmü Gülsüm. Müslüm Gürses ile arabesk haricinde bir ortak noktaları daha.
Yorumlar
Yorum Gönder